17 Aralık 2007 Pazartesi

Kürt Sorununun Çözümü olarak "Din Kardeşliği"

İslami kesimin zaman zaman “din birleştirici çimentodur” gibi söylemlerle somutlaşan, su yüzüne çıkan kürt sorununa dair çözüm teorisi. Geçmişte bir izdüşümü olmasına rağmen günümüzün koşulları, realitesi göz önüne alındığında gerçekçi olmayan bir yaklaşımdır. Çünkü, aynı kesimin öncelikle kürt sorununu algılayış biçimi yanlıştır. İslami kesim kürt sorununu, kendisini tehlike olarak gören ve tehlikenin boyutlarını kendi açısından limit değerlere ulaşması halinde en iyimser haliyle 28 şubat ve benzeri müdahalelerle sistemin dışına itmekten çekinmeyecek, gözünün yaşına bakmayacak, resmi ideoloji, Kemalist ideolojinin penceresinden “izlerken”, çözüm önerisini kendi penceresi, değer yargıları ile sunmakta. Haliyle teşhis bugünün parametreleri, çözüm dünün koşulları ile sunulduğundan çözüm kümesi karşımızda, Kürtler açısından boş küme olarak durmakta.

İslami kesimin kürt sorununu algılayış genel olarak sorunlu. çünkü, bu konuyu tanımlarken kendisinin sistemde yeri olmadığını her fırsatta defalarca dile getiren resmi ideolojinin tanım kümesinin dışına çıkamamakta. Hatta kimi zaman bunu kendisinin  sisteme ne kadar entegre olduğunun ıspatına dair bir fırsat olarak görmekte. Bundandır ki islami kesim de Kürtlerden gelen en masumane ifade edilmiş talebi dahi bölücülükle, dış güçlerin emellerine alet olmakla, hatta resmi ideolojinin bu tezlerine ek olarak din kardeşine ihanet etmekle açıklamakta. Bu son tanım dindar Kürtler için öyle vurucu bir cümledir ki ülkücü Kürtler gibi hilkat garibesi bir kavramın oluşmasına neden oluyor(du). Yine resmi tarih anlayışında sunulan “Kürtler Türklerle orta asya dan göçmüş oğuzların bir koludur”, “kürt yoktur, Kürtçe diye bir dil yoktur” teorisi islami kesimin önemli bir kısmında kalp ile tasdik, dile ile de sık sık ikrar olarak yankı bulmakta.[benzer sorunlu bir algılayışı Kürtler in kimi seküler kesimlerinde de görmek mümkün. Onlar da din-devlet ilişkisinde kendisine sistemde ömür billah yer olmadığını her fırsatta dile getiren Kemalist ideolojiden yana tavır koymakta. Bakınız: Aysel tuğluk
Bakınız: dtp’li bir milletvekilinin geçenlerde “laiklik konusunda tsk gibi düşünüyoruz açıklaması”]

Din kardeşliği cumhuriyet öncesinde Kürtler açısından “çözüm” olarak bir anlam ifade ediyordu. Çünkü cumhuriyet öncesinde, merkezi yapının hala güçlenmediği, yerelin her şeyi ile sistemde kendisini en azından yerel çevrede ifade ettiği koşullarda anlamlı bir yer ediniyordu kendisine. Eğitimde, siyasette “yapılmayacaklar”a girilmedikçe kendini ifade etmek sistem açısından bir tehlike arz etmiyordu. Örneğin medreselerde yerel dillerde eğitim yapmak [ismet özel in açıklamasının bu açıdan bir anlamı var], kendi dilinde gazete çıkarmak yapılmayacaklar listesinde pek yer bulmuyordu, ve dolayısı ile sorun teşkil etmiyordu. Oysa cumhuriyetin kurulmasından bir süre sonra eldeki liste “yapılmayacaklar” değil,  “yapılacaklar” listesiydi. İyi vatandaş olmanın, sözde vatandaş olmamanın yolu da yapılacakları tam bir iman ile ifa etmekten geçiyordu. Resmi ideolojini tanımladığı Sünni-türk İslam dinine iman edilecek, Türkçe konuşulacak, sapına kadar türk olunacak. [burada ayşe hür ün geçenlerde tiroj dergisinde çıkan bir yazısında okuduğum yazısında 1930’ların bir gazetesinde vatandaş Türkçe konuş sloganına karşı çıkanlardan “sözde vatandaşlar” şeklinde bahsedildiğini hatırlatmakta fayda görüyorum].
  
Din kardeşliği  İslamiyet anlayışı  “geleneksel” biçimde olan Kürtler için hala bir anlam ifade etse de, bugünkü şartlarda[ kemalizmin kürt sorunu tanımladığı koşullardaki] din kardeşliği çözümü, kültürel anlamda bir endlösung, her şeyden vazgeçmek, büyük kardeşe saygıda kusur etmemek, asimilasyon politikasına boyun eğmek gibi bir anlam ifade ediyor. ki bunu içine sindirenler veya “acaba din kardeşime ihanet mi ediyorum” korkusundan buna kimi zaman sessizce evet, kimi zaman da dezenformasyondan “evet evet” demekteler[yine ayşe hür den:1994 te alan aşiretinin lideri hamo meral, mhp ye katılma töreninde Kürtçe “biz saf oğuz türkleriyiz” demiş, buradaki saf ile ne kastedildiği konusunda bir fikrim yok]. Hatta dilinin kültürünün yok sayılmasına kendi şahsi hayatında dahi karşı çıkmak şöyle dursun, bunların günlük yaşamdan hızla silinmesine neden olacak kişisel katkılarda bir beis görmemekte. İnsanlar bu şekilde mutlu ise şüphesiz ki kimsenin buna itirazı olmasa da bu sonucu ortaya çıkaran nedenlere vurgunun bir mahzuru olmasa gerek.

Sonuç olarak bugünkü resmi ideolojinin tanımladığı şekildeki bir kürt algısının olduğu şartlarda, Din Kardeşliği kürt sorununa bir çözümden öte kültürel anlamdaki Endlösung a adım adım giden yola evet demektir.